30 Aralık 2007 Pazar

.:.:Yorumsuz & Tarifsiz:.:.

18 Aralık 2007 Salı

12 Aralık 2007 Çarşamba

.:.:.Bu Sabah Yağmur Var İstanbulda.:.:.



Yağmur yağıyor
Seller akıyor
Arap kızı
Camdan bakıyor


Küçüklüğümün vazgeçilmez melodilerindendi. Dışarı çıkmak isterdim yağmur yağsa da. Annem de camın önüne oturtur camın buğusuna resimler çizerdik. Başka camlarda arap kızları arardık mezkur melodiyle..
Neye niyet neye kısmet..Her hafta çarşamba yengem ve kuzenimle biraraya geliriz. Gerçi ben uzak olduğum için randımanlı katılamıyorum pek. Bu hafta Kıbrıstan arkadaşlarım geldi. Onlarla sözleşmiştik. Kuzenime yine gelemeyeceğimi söyledim. Sonra da arkadaşların başka işleri çıktı. Ne yapsam derken telefon çaldı. Çocukluk arkadaşım Nur 'Hadi gel mısır salatası hazır'...Herkes nasibine gidermiş :)
Yağmurda İstanbul'un trafiği daha bi çekilmez olur. Hele Bahçelievlerse istikamet çift düşünmek gerek. Ama Nur'un hatırı da başkadır herzaman..Mısır salatası olsa da olmasa da :) Trafik de şahaneydi..Kısmet..
Güzel manzaralar eklemek isterdim fakat fotoğraf makinesini evde unutmuşum.Giderken ve gelirken aynı şarkı çalıyordu radyoda her yağmurda olduğu gibi.

'Ya Rabbi şükür.. şükür..'

10 Aralık 2007 Pazartesi

Ondört Yaşında Padişah Olup, Ondört Sene Hükümdar Kalan, Osmanlı İmparatorluğunun Ondördüncü Padişahı Sultan Ahmet


Rivayete göre Sultan Ahmed, Hz. Peygamber'in mübarek ayak izi bulunan taşı Kayıtbay Türbesi'nden İstanbul'a getirtmiş ve önce Eyüp Camii'ne koydurtmuş, Sultan Ahmed Camii bitince de buraya naklettirmiştir. Bu sırada, rüyasında Peygamber Efendimiz'in divanında yargılandığını görür. Memlûk sultanlarından Kayıtbay, kendisini Peygamber Efendimiz'e şikâyet etmede ve "Kadem-i Şerif" resmini geri istemektedir. Peygamber Efendimiz de bunun alındığı yere verilmesi gerektiğine hüküm verirler. Rüyasını Aziz Mahmud Hüdâyî Hazretlerinin de bulunduğu bir ulemâ topluluğuna anlatan I. Ahmed, buradakilerin de tabiri neticesinde, "emanetin geri gönderilmesi"ne karar vermiştir. Ancak padişah, Peygamber Efendimiz'e olan saygısından dolayı, "Peygamberimiz'in mübarek kademi" şeklinde bir sorguç yaptırmış ve bunu cuma ve bayram günlerinde hilâfet sarığına takmıştır. Bahtî, bir tahta üzerinde nakşedilen Kadem-i Şerif'in kenarına şu meşhur kıt'ayı yazmıştır:


"N'ola tâcum gibi başumda götürsem dâim
Kadem-i nakşını ol hazret-i şâh-ı rusülün
Gül-i gülzâr-ı nübüvvet o kadem sahibidür
Ahmedâ turma yüzün sür kademine o gülün"

Peygamber aşığının 1616'da Sedefkâr Mehmet Ağa'ya yaptırdığı Sultan Ahmet Camiinin yeni öğrendiğim bazı özellikleri ise şöyle:

Ana kubbede bulunan 3 devekuşu yumurtasının neşrettikleri koku örümceklerin cami içinde ağ kurmalarına mani olur.

Kapladığı alan bakımından Sultanahmet camii 200 metrekare fazlasıyla hem Süleymaniye’ yi, hem Ayasofya’ yı geride bırakmaktadır.

Caminin 5 kapısı vardır. Kapıların her biri 3.5 ton ağırlığındadır ve üzerleri fildişi, kemik ve sedeflerle işlenmiştir. Cümle kapısının üzerinde “Kelime-i Tevhit” yazılıdır. Caminin sağ tarafındaki köşede hatip kapısı, sol tarafta sanatkar mahfili, imam kapısı, iki yan kapıları dahi sedefkârîdir. Bu 4 kapıdan camiye kadar taş merdivenle çıkılır. Ama 5. kapı büyük kıble kapısıdır ki cümleden seramettir.

Kıble tarafından denizin göründüğünü ve avlusundan Ayasofyaya geçişte o zamanda yapılan binalardan başka bir bina görünmediğini de babam söylemişti.

Sultan Ahmet ve Sultan Ahmet Camii hakkında internetten enteresan bilgilere ulaşabilirsiniz. Mesela; Kâbe'nin örtüleri bu devirde İstanbul'dan gitmeye baslamış. Bu zamana kadar ise Mısır'dan gönderiliyormuş. Kâbe üzerine Türkiye istikametinde altınoluk yaptırmış.

7 Aralık 2007 Cuma

..::..AVUKAT..::..


"Michael Clayton, new york’un en büyük şirket hukuku firmalarından birinde “problem çözücü” olarak çalışmaktadır. polis bir aileden gelen, eski savcı clayton, firmanın kurucu ortaklarından marty bach’ın emrinde, kenner, bach & ledeen firmasının en kirli işlerini halleder. müşterilerin pisliklerini temizleyen, arabayla vurup kaçma olaylarını örtbas eden, basında çıkan kötü haberleri düzelten, mağazada hırsızlık yapan müşteri eşlerinin ya da politikacıların kirli olaylarının ört bas edilmesini sağlayan clayton, işinden çok bunalmış olsa da, kenner, bach & ledeen’a sıkı sıkıya bağlıdır; çünkü bir boşanma, kumar alışkanlığı ve başarısız iş kurma girişimi, onu dağ gibi bir borçla baş başa bırakmıştır." diyor filmin tanıtımında ve devam da ediyor fakat ; uykum geldi benim yine ya! Ocean's 11 & 13 tamam da avukat ille de sonunu seyret dedirmedi bana. Ama yine de "Good Night, And Good Luck" tan daha iyi diyebilirim Clooney filmleri içinde. Onda filmin arasında pes etmiştim :)